Bir kaç yıl önce bir proje için İngilizce “Hacivat ve Karagöz” skeçleri yazmaya başlamıştım. Yurtdışına yönelik bir seyirci kitlesini hedefleyen, güncel olayları hicveden bir üslubu olacaktı. Araya “hayat” girdi kanatlanamadı. Geriye girizgâhı kaldı yadigâr. Hacivat: Mr Shakespeare pronounces Man has… Read More ›
karalamalar
Bilinçaltım sabah şekeri olmaya kalkarsa…
B.A. – Sevgili bilinçaltım hiç yaratıcı değilsin. Şu rüyalarda biraz daha çesitlilik olsa, ha ne dersin? Bana da bir değişiklik olsun hem, şöyle analiz ederken ilginç göndermelerle heyecanlanayım falan. Ne bileyim, arada bir de olsa kitaba başvurmak zorunda kalayım, Freud’dan… Read More ›
Ben bu gece büyüdüm.
Ben bu gece büyüdüm. Tiyatroyla onun sayesinde tanıştım diyemem, ama o zamana kadar yaşadığım deneyimin tiyatro olmadığını onu seyredince anladım. Tiyatroya onunla aşık oldum. Sahnede onu izlerken yaşadığım heyecan sayesinde bugün böyle müthiş güçlü bir tutkuya sahibim. Onun sayesinde seyirci… Read More ›
Kürkçü dükkanı
Olabilir mi dersin? Yapabilir miyiz? Araya bu kadar zaman, bu kadar uzaklık girmişken. Sen de, ben de bu denli değişmişken. Sıfırdan başlar gibi antik çağlardan kalma bir şeylere. Bu kadar başka yaşanmışlıklara rağmen. Olabilir miyiz yeniden? Ne dersin İstanbul, sen… Read More ›
Zaytung Haber Ajansından
Elinin değdiği bütün Yüksek Lisans öğrencilerinin tek tek dünyaevine girdiği Burcu hocaya rağbet çok. Zaytung İzmir yazdı… Ege’de yeni bir fenomen konuşuluyor. Bir yüksek öğrenim kurumunda öğretim üyesi olan Burcu hocanın ünü tüm Türkiye’ye yayılmış. Elinin ve nefesinin çok kuvvetli… Read More ›
Bir Kedi Yavrusu ile Bir İnsan Yavrusunun Hatırlattıkları
Aslında bu tür yazılar pek yazmam. Ama bugün sokakta küçük bir sarman yavrusu ile oynayan bir kız çocuğu gördüm ve o bir anlık karşılaşma beni çok eskilere götürdü. Yıllar önce hemen her yaz tatilimizi bizimkilerin “memleket”inde geçirirdik. Karadenizin dağ köylerini… Read More ›
Buralardan bir @literatist geçti…
Füruzan’ın 47’liler romanındaki Leylim Nine karakteri beni hep çok etkilemiştir. O upuzun romanda kısa ve öz görünür ama çok güzel duygulara dokunur. (Benzer bir duyguyu Mary Barton‘daki Alice karakterinde de yaşarım.) Leylim Nine karlı Erzurum gecelerinde çocuklara masallar anlatır, onları bambaşka diyarlara götürür…. Read More ›
Blog dünyası bir kişi daha kalabalık artık…
…tıpkı bir dönem Barış Manço’nun gittiği şehirlerin nüfuslarını +1 yaptığı gibi. Sonunda ben de sanal-yazan olarak blog dünyasına katıldım. Daha önceden öğrencilerime materyal sağlamak için tercih ettiğim bu sistemi artık bir şeyler karalamak için kullanacağım. Özellikle fikir yazılarımdan ve zaman… Read More ›
September Songs – Bertolt Brecht
Bunu wordpress’ten ilk blog açtığımda koymuşum. Sonra wordpress’im olduğunu unutmuşum. blogspot’tan taşınmaya niyetlendiğimde varlığını hatırlayıp ikisini birleştirdim. Bu da burada kalsın yadigâr. Çok severim çünkü… The Ballad of the Soldier’s Wife What was sent to the soldier’s wife From the… Read More ›