B.A. – Sevgili bilinçaltım hiç yaratıcı değilsin. Şu rüyalarda biraz daha çesitlilik olsa, ha ne dersin? Bana da bir değişiklik olsun hem, şöyle analiz ederken ilginç göndermelerle heyecanlanayım falan. Ne bileyim, arada bir de olsa kitaba başvurmak zorunda kalayım, Freud’dan Jung’dan yardım alayım. Olma mı? Hadi canım, biraz daha çaba, biraz daha özgünlük.
BA. – Özgünlük, dediğin sevgili B.A., modern bir kavramdır. Bak Shakespeare olsun, Marlowe olsun hiç takılmış mı bu meseleye? Sanatsal ve entelektüel üretim, öncesinden beslenen ve beslendiğiyle ileriye yeni anlatılar aktaran bir çesit toplumsal hafızadır. Ayrıca, sen özgün malzeme verdin de biz mi kullanmadık, kalbimi kırıyorsun.
B.A. – Ya bi git! Te allam. Bir insanın bilinçaltı bile kıl olabilir mi lan! Hayır, bi de benim laflarımla bana bıdı bıdı. Ayrıca o senin değil benim kalbim, yerimizi bilirsek. Hadi kapat kapat. Bilinci değil, rüyayı be, rüyayı kapat da kalkalım, karnım acıktı benim.