Daha önce İzmir’de izlediğim bazı oyunlar üzerine yazmıştım. Fakat bunlar arasında İzmirli herhangi bir grubun performansı yoktu. Bu nedenle, kentteki tiyatro etkinliklerini araştırıp seyredebileceğim bazı grupların listesini yaptım. Bunlardan ilki sahnesi Alsancak’ta bulunan Han Tiyatrosu oldu.
Han Tiyatrosu 2007 yılında kurulan küçük bir özel tiyatro. Alsancak’taki sahnelerine de 2010 yılında taşınmışlar. Kurucularından Rüçhan Gürel, Yeşilçam filmlerinden tanıdığımız Ünal Gürel’in oğlu. Alsancak’taki sahneye de onun adı verilmiş. Sahneledikleri oyunlara ek olarak diksiyon dersleri, konservatuar sınavlarına hazırlık kursları ve tiyatro atölyeleri bulunuyor. Yani Kıbrıs Şehitleri’ne yakın küçük bir kültür merkezi. Sahneleri ise her ne kadar ses/akustik açısından biraz sorunlu gibi olsa da, oldukça şirin bir oda tiyatrosu tadında.
Han Tiyatrosu bu sezon iki adet oyun sahneliyor. Bulgar oyun yazarı Hristo Boyçev’in “Yeraltılı” oyunu bunlardan biri. Metin bir çeşit ideolojik absürd komedi. Hikaye garip ve gizemli bir adamın yerin altından açtığı bir delikten tırmanarak karakterlerin evine girmesi ve onlara herhangi bir karşılık beklemeden bir çuval dolusu para getirmesiyle başlıyor. Üç sanatçı ve bir öğrenciden oluşan grup maddi durumları iyi olmadığından yeraltından gelen adamın getirdiği parayı bir kurtuluş, hayallerinin gerçekleşmesi için büyük bir şans olarak görüyorlar. Ama beklenmedik bir şekilde üzerine kondukları bu para onların hayata bakışlarını ve birbirleriyle olan ilişkilerini de etkiliyor.

Oldukça küçük olan sahnenin tasarımı ve kullanımı bu tür bir oyuna yakışacak bir şekilde sade ve teknik olarak yaratıcı. Arada söylenen şarkılar ve yapılan danslar ile Türkiye’nin günceline olan göndermelerin yabancılaştırma etkisi olarak kullanıldığından da bahsetmek mümkün. Ama maalesef açık konuşmak gerekirse oyunculuk açısından ekibin biraz zayıf kaldığını düşünüyorum. Yeraltından gelen adam tiplemesini izlemek gayet keyifli olsa da, özellikle genç oyunculardaki okuldan yeni çıkmış tiyatrocu duygusu gözardı edilemez.§
Elbette metnin ideolojik duruşu ve absürdlüğü gereği oyunculuktaki tiyatrallik bir noktaya kadar kabul edilebilir ama tiyatro sahnesinde diksiyon kursundan çıkma bir Türkçeyle konuşmanın da gereksiz olduğu kanaatindeyim. Sanatçılar belki kendi kişisel duruşları gereği günlük hayatlarında düzgün bir Türkçeyi ve diksiyonu tercih ediyor olabilirler. Ama tiyatro sahnesinde oyuncuların, oynadıkları karakterlerin gerçekliklerinden uzak tonlamalara ve fazla temiz bir diksiyona yönelmeleri kulak tırmalıyor.
Kısacası, bana göre “Yeraltılı” ortalamanın çok da üstünde bir oyun değil ve beni pek etkilemedi. Ama tiyatroya ve tiyatrocuya destek vermek anlayışıyla İzmir’deki yerel tiyatroları takip ederken Han Tiyatrosu’nun oyunlarını göz önünde bulundurmaya devam edeceğim.
§ Tiyatronun internet sitesinde de, oyunun broşüründe de oyunculara ve isimlerine dair herhangi bir detay olmadığı için burada isim belirtemiyorum. Ama gözlerim beni yanıltmıyorsa (ki garantisini veremem) yeraltılıyı Rüçhan Güler canlandırıyor.