Tiyatro söz konusu olunca komedi türü diğerlerine oranla daha çok ilgi çeker. Bu nedenle, genellikle turneye çıkan oyunların çoğu komedidir. Bir de bazı insanlar için tiyatro maalesef sadece komik bir eğlencedir. Tabii ki her genelleme gibi bu genellemeler de belirleyici değil, ama yine de bir toplumsal motiften bahsedilebilir.

Cemal Hünal, Çağan Irmak’ın Ulak filminde gösterdiği oyunculuğu sahnede gösteremiyor. Aslında bu olumsuz bir yorum anlamına gelmez. Sahne oyunculuğu ile kamera oyunculuğu çok farklı şeylerdir. Kimi insanın becerileri sahneye, kimisinin ki kameraya yakışır. Sanırım benim en çok takıldığım nokta sahnedeki oyunculukta denge olmamasıydı. Oyuncuların farklı ekollerden olması sahnedeki uyumlarını etkiliyor. Onur Şenay Poyrazoğlutiyatrosundan yetişme, Cemal Hünal yurt dışında eğitim almış. Bu iki oyuncunun oyunculuk ve komedi anlayışları elbette çok farklı ve sahnede bu farklılıklarını harmanlayamıyorlar. Bu yüzden oyunda bir uyumsuzluk, bir aksama hissediliyor. En geleneksel tabiriyle oyunculardan biri çok “büyük” oynarken, diğeri daha aşağıdan oynuyor ve bu da oyunun ritmini bozuyor. Bunlara oyuncuların kendi rol ve isimlerini unutması, şaşırması eklenince maalesef sahneler ciddi anlamda zarar görüyor.
Kısacası, Tiyatro ŞenAy ve “Aşk Kokusu” henüz olmamış bir meyve tadında. Belki ileride daha iyi işler çıkaracaklardır ama bunun için sanırım önce sahnede bir grup uyumuna ulaşmaları gerekecek. Bu isim-sahne unutma meselesi dahi bu uyumsuzluğun bir belirtisi olabilir.