2 Ağustos, Norfolk Broads
Bugün Norwich’ten ayrılmamız gerekiyordu, bir sonraki durağımız Ipswich olacaktı. Ama biz bir günü daha değerlendirmek istedik ve bavullarımızı çıkış yaptığımız otelde bıraktıktan sonra Norfolk Broads gezisi yapmaya karar verdik.
“Broads” kelimesi, daha doğrusu “The Broads” tabiri özellikle Norfolk ve Suffolk bölgelerinde kanallarla birbirlerine bağlanan göl ve nehirlerin oluşturduğu, oldukça yeşil, yer yer bataklık coğrafyaya deniyor. Maddi durumu iyi olan birçok İngiliz’in yazlık için tercih ettiği bir bölge the Broads. Nehirler genellikle yüzmeye müsait olmasa da, belli başlı bazı koylarda ve göllerde suya girmek mümkün. Bu nedenle de yazlık kabinlere elverişli. Onun dışında tekne ve botlarla gezilebilen Broads kuş cinsleri açısından çok zengin olduğundan birçok fotoğrafçının ve kuş gözlemcisinin ilgisini çekiyor.
“Broads” kelimesi, daha doğrusu “The Broads” tabiri özellikle Norfolk ve Suffolk bölgelerinde kanallarla birbirlerine bağlanan göl ve nehirlerin oluşturduğu, oldukça yeşil, yer yer bataklık coğrafyaya deniyor. Maddi durumu iyi olan birçok İngiliz’in yazlık için tercih ettiği bir bölge the Broads. Nehirler genellikle yüzmeye müsait olmasa da, belli başlı bazı koylarda ve göllerde suya girmek mümkün. Bu nedenle de yazlık kabinlere elverişli. Onun dışında tekne ve botlarla gezilebilen Broads kuş cinsleri açısından çok zengin olduğundan birçok fotoğrafçının ve kuş gözlemcisinin ilgisini çekiyor. Broads turu için kendimize çıkış noktası olarak Wroxham (Rokshım okunur) şehrini seçtik. Norwich ile sahil arasında kalan bu şehir bot turları için elverişli bir coğrafyada bulunuyor. Biz de Broads Tours şirketinin teknelerinden biriyle 45 dakikalık bir tur attık. Gerçekten çok rahatlatıcı bir turdu: elimizde içeceklerimiz sohbet ederek ve manzarayı seyrederek keyifli bir 45 dakika geçirdik. Döndüğümüzde epeyce acıkmıştık ve benim beklediğim an gelmişti. Bulduğumuz güzel bir balıkçıda “fish & chips” siparişimizi verdik. Gerçek bir İngiliz klasiği olan ve tartar sosunun ayrı bir tat kattığı kızarmış balık, patates kızartması ve “mushy peas” (yani, hafif naneli, püre edilmiş bezelye) üçlemesi…
Yalnız, lokantanın sahibinin verdiğimiz siparişe burun kıvırması ve bunu yaparkenki tavrı aksanıyla birleşince bana çooook tanıdık geldi. Bu adam kesinlikle Akdenizli’dir dedim. Hatta büyük ihtimalle Yunan’dır diye geçirdim içimden. Muhabbet arasında da “Levant” diye tabir edilen, doğu Akdeniz’li bir yerlerden olmalı diye son noktayı koydum. Bu profil çizme ihtiyacı, aslında adamın Türk olduğunu düşünmemdendi. Ama bulunduğumuz coğrafya genellikle alışıldık Türk göçmenlerin hayat tercihlerine uymadığı için Türk olma olasılığını düşürüyordu.
Ta ki, kapıdaki kocaman, beyaz, lüks Mercedes’i görene kadar… Daha da önemlisi, o söz konusu Mercedes’in plakasının “SALİH” olduğunu fark edene kadar… Evet, lokanta sahibi Türk’tü… Genellikle gittiğim yerlerde vakit geçirmek için ve biraz da meraktan başvurduğum bu toplumsal profilleme “oyun”unda bir kere daha yanılmamıştım. Yine de oturmayan bir şeyler vardı… Dayanamayıp adamla konuşmaya gittim ve ilk fark ettiğim şeylerden biri “FB” dövmesiydi. Tamam dedim, bu’dur. Tahminimi tutturmuştum. Evet o yıllardır İngiltere’de yaşayan bir Türk’tü –ki bu kadarını aksanından anlamak çok zor değildi. O kafamda oturmayan şeyin de, yani klasik rotadan şaşmış bir Türk olmasının da bir açıklaması vardı… Salih Bey Kıbrıs’lı bir Türk’tü. Bu nedenle, yaşamak için klasik metropoller, ve özellikle Londra dışını tercih etmiş ve nehir kenarındaki bu küçük ama keyifli hayatı seçmişti. Bir adadan gelen biri için çok da şaşırtıcı bir tercih değildi.
Bizimle yakından ilgilenen Salih Bey ile oldukça keyifli bir sohbetten ve lezzetli Fish & Chips’lerimizi afiyetle yedikten sonra Norwich’e geri döndük. Yorgunduk ama önümüzde bir seyahat daha vardı. Evet, fazladan bir günlük kaçamak yapmıştık, fakat otelden bavulları alıp Ipswich’e geçmemiz gerekiyordu. Şehir içinde git-gel iki tur attıktan sonra trene bindik ve akşam geç vakitte Ipswich’e indik. Maalesef bu sefer otelimiz (Norwich’teki gibi bir Premier Inn oteliydi) çok tercih edilebilir bir yerde değildi. Merkezden uzak ve ulaşımı zor… Yemeği otelde yiyip bu sorunu daha sonra düşünmek üzere yorgun argın odalarımıza çekildik….
wanderlustpress 