31 Temmuz, Norwich
Norwich (Nor-rich okunur) sadece East Anglia’nın değil, aynı zamanda bir dönemin İngiltere’sinin en önemli şehirlerinden biri. Tarihi 11. yüzyıla kadar gidiyor. Norwich Katedrali de bu açıdan çok önemli. Şehir Orta Çağ’da Britanya’nın merkezi kentlerinden biri haline geliyor ve katedralin de dini ve siyasi gücü artıyor. Civardaki toprakların büyük bir çoğunluğu hala katedrale ait.
Norwich’teki ilk günümüzü biraz daha ağırdan alıp şehir merkezinde dolanarak ve katedralle birlikte bir iki önemli yapıyı gezerek geçirmeye karar verdik. Buralarda çektiğim fotoğraflar benim Nokia’nın eserleri ve sanırım pek de fena değiller. (Resimlere tıklayarak büyütebilirsiniz.)
Bu civarda en çok dikkatimi çeken şeylerden biri –Cambridge’de de gördüğüm- kilise gibi tarihi yapıların siyah taşlı dokuları. Taşlar East Anglia bölgesine özgü bir tür (çakmaktaşı türevinden galiba) ve onlarla yapılan binalar oldukça garip bir parlaklığa ve kayganlığa sahipler. Uzaktan bu niteliğin neden kaynaklandığını anlamak zor. Fakat biraz dikkatlice bakınca bunu sağlayan şeyin söz konusu taşların ikiye yarılması ve iç kısımlarının duvarların dış cephesini oluşturması olduğunu anlıyorsunuz. Yani söz konusu parlaklık ve kayganlık taşların iç dokusundan geliyor.
Katedral ise 11. yüzyılda yapılmaya başlanmış ve tarih boyunca İngiltere’nin birçok başpiskoposuna ev sahipliği yapmış. 2002 yılında da II. Elizabeth’in altın yıldönümünü kutlamak için bahçesine labirent eklenmiş. Bugünlerde katedralde ibadete ek olarak müzik ve tiyatro performanslarına da yer veriliyor. Şehrin ortasında, çok ufak bir bölümde de olsa Orta Çağ’dan kalma şehir duvarlarını görmek mümkün. Ayrıca nehir boyunca gezilebilen çok güzel bir şehir parkı mevcut. Parkın içinde yine Orta Çağ’dan kalma bir askeri kule var: İnek kulesi(!)
Benim en çok hoşuma giden yapı ise “Pull’s Ferry” binası. Şu anda yarısı ev, yarısı kafe olarak kullanılan bu bina eskiden bir iskeleymiş. Katedrale gelen ürünler nehir transferiyle buraya kadar gelir. Buradan atlı arabalarla katedrale taşınırmış. Eskiden ticaret İngiltere’de nehirler ve kanallar üzerinden sağlanırdı. Manchester’da da bu tür kanallar çok. Bildiğim kadarıyla İngiltere’nin dört bir yanına bu kanallar ve nehirler aracılığıyla ulaşmak mümkün. Bunun önemi özellikle Sanayi Devrimi’yle birlikte daha çok ön plana çıkıyor ve sonuç olarak kuzey batıda da Manchester ve Liverpool gibi şehirlerin yıldızı parlıyor…



