Haziran’ın başında Bükreş’te “Küreselleşme Çağı’nda Cinsiyet Çalışmaları” başlıklı uluslararası bir konferans düzenlendi. Afrika, Ortadoğu, Avrupa ve Amerika’dan bir çok farklı temsilcinin katıldığı konferansta Türkiye’deki bazı üniversitelerden de katılımcılar edebiyat, sosyoloji ve iletişim dallarında sunumlar yaptılar.
Geleneksel cinsiyet çalışmalarının kadın edebiyatı ve sorunları konularına ek olarak “erkeklik” ve “quir” çalışmaları üzerine de tartışmaların yer aldığı konferans Romanya televizyon kanalları tarafından da takip edildi.
Benim de katılımcı olarak bulunduğum konferansta özellikle dikkatimi çeken şey Romanya, Yunanistan, Bulgaristan ve diğer Balkan edebiyatlarındaki kadın yazarlar ve çalışmalarındaki ortak noktalar oldu. Her ne kadar bir Osmanlı İmparatorluğu “vasiyeti” fikri ideolojik sorunlar taşısa da söz konusu ülkelerin kadın edebiyatları konusundaki tarihsel bağlantılar ve tematik benzerlikler çalışılması gereken çok önemli konular. Bu farklı edebiyatların araştırmacı ve temsilcilerinin beraber yapacağı çalışmalar hem Türkiye’de kadın edebiyatı hem de genel olarak kadın yazarlar odaklı çalışmalar için ciddi materyal sağlayacaktır.
Söz konusu kadın yazarların tanınması konusunda sorunlar ortak. Özellikle 20. yüzyıl öncesi edebiyat çalışmalarındaki kaynak eksiklikleri, metinlere ulaşılamaması, ulaşılanların çeviri-yazım eksiklikleri gibi sorunlar da ortak. 20. yüzyıl sonrası içinse genel izlek “modernleşme” gibi görünüyor. Balkan ve Doğu Avrupa ülkelerinde kadın sorunsalı modernleşme projeleri ile elele gidiyor. İmparatorluklar döneminin isimleri olarak bir de bahsi geçen yazarların hangi milletten kabul edildikleri de ayrıca bir sorun teşkil etmekte. Bu da ancak edebiyatın sınırlar ötesi bir gerçeklik olarak kabul edilmesiyle çözülebilir.

Bu tür sorunları tartışmak ve aşmak amacıyla Avrupa Birliği’nin desteklediği COST projesine Türkiye’den de TÜBİTAK destekli projemizle katılarak Osmanlı’dan günümüze kadın yazarları da Avrupa Kadın Yazarlar çatısı altında toplamaya çalışıyoruz. Bu konuda da çıkış noktamız öncelikli olarak “kadın yazar” kavramının sorgulanmasıyla başlıyor. Bu konuda ve Bükreş gezisi hakkında daha sonra yeniden yazacağım. Şimdilik daha fazla bilgi için COST’un internet sitesine bakılabilir: