Langston Hughes’dan Harlem Blues

Bitap Blues

Ağır aksak bir nağme uğulduyor
Yumuşak bir mırıltıya ileri geri sallanıyor
İşitmiştim bir zencinin çaldığını.
Geçen gece Lenox Bulvarı’nda
Eski bir gaz lambasının sönük mat solgunluğunda
Şöyle tembelce bir salındı…
Şöyle tembelce bir salındı…
Nağmesi o bitap blues
Her bir fildişi tuşta esmer elleri
O zavallı piyanoyu ezgisiyle inletti
Oh Blues!
Salınarak çürük çarık taburesinde ileri geri
Çaldı o hüzünlü döküntü nağmesini musikişinas bir şapşal gibi
Tatlı Blues!
Siyah bir adamın ruhundan çıkıp geliyor.
Oh blues!
Derin bir şarkı sesiyle, tonu melankoli
İşittim o eski piyano inler, şarkı söylerken o Zenci
“Kimsem yok kendimden başka
Çatmayacam kaşımı daha da
Ve kaldırıcam derdimi tasamı rafa”
Pam pam pam vurdu ayakları taşa
Bastı biraz notalara, çaldı birkaç şarkı daha
“Bitap Blues benimkisi
Hoşnut olamıyorum
Bitap Blues benimki
Hoşnut olamıyorum
Mutlu olamıyorum artık
Ve keşke ölsem diyorum”
Ve gece boyunca o nağmeyi mırıldandı
Yıldızlar söndü ve ay battı
Bitap Blues yankılanırken kafasında
O uyudu kaya gibi ölmüşcesine ya da
Cazonya

Ah, gümüşi ağaç
Ah, ruhun ışıldayan ırmakları

Bir Harlem kabaresinde
Altı kocabaş zenci çalıyor
Danseden bir kız gözleri cesur
İpekten altın bir elbiseyi havalara savuruyor

Ah, şakıyan ağaç
Ah, ruhun ışıldayan ırmakları

Havva’nın gözleri
Hani o ilk bahçede
Biraz fazla mı cesurdu
Fazla mı göz alıcıydı Kleopatra
Altından esvabıyla

Fırıl fırıl dönen bir kabarede
Altı kocabaş cazcı çalıyor.

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s