William Morris (24 Mart 1834 – 3 Ekim 1896)
A GARDEN BY THE SEA
I know a little garden-close,
Set thick with lily and red rose,
Where I would wander if I might
From dewy morn to dewy night,
And have one with me wandering.
And though within it no birds sing,
And though no pillared house is there,
And though the apple-boughs are bare
Of fruit and blossom, would to God
Her feet upon the green grass trod,
And I beheld them as before.
There comes a murmur from the shore,
And in the close two fair-streams are,
Drawn from the purple hills afar,
Drawn down unto the restless sea:
Dark hills whose heath-bloom feeds no bee,
Dark shore no ship has ever seen,
Tormented by the billows green
Whose murmur comes unceasingly
Unto the place for which I cry.
For which I cry both day and night,
For which I let slip all delight,
Whereby I grow both deaf and blind,
Careless to win, unskilled to find,
And quick to lose what all men seek.
Yet tottering as I am and weak,
Still have I left a little breath
To seek within the jaws of death
An entrance to that happy place,
To seek the unforgotten face,
Once seen, once kissed, once reft from me
Anigh the murmuring of the sea.
DENİZ KENARINDA BİR BAHÇE
Ufak bir bahçe biliyorum, saklı
Zambak ve kırmızı güllerle kaplı
Bir zamanlar gezindiğim gönlümce
Çiyle bezenmiş her sabah ve çiyle bezenmiş her gece
Benimle birlikte gezinen biriyle
Ve her ne kadar kuşlar ötmese de içinde
Ve her ne kadar bir sütunlu ev dahi bulunmasa
Ve her ne kadar elma dalları yoksun da sarksa
Ne bir meyve ne bir çiçek, yürürdü Tanrıya
Ayacıkları yeşil çimenlerde hafif adımlarıyla
Ve ben seyreylerdim her zamanki gibi
İşte kıyıdan bir mırıltı gelir şimdi
Ve saklı bahçenin iki güzel deresidir
Ta ötedeki mor dağlardan akar gelir
Karışır huzursuz devinimlerine denizin
Çalılıkları hiçbir arıyı beslemeyen karanlık tepelerin
Hiç gemi görmemiş karanlık kıyılar
Yeşil dalgalarca cezalandırılmışlar
Onların mırıltıları durmaksızın ulaşır
Uğruna gözyaşı döktüğüm gülistana
Uğruna gözyaşı döktüğüm gündüz gece
Uğruna sırtımı döndüğüm her sevince
Ki oldum hem sağır hem kör
Kazanamayacak kadar özensiz, bulamayacak kadar toy
Ve basiretsiz elimde tutamayacak kadar aradığını herkesin
Olsam da sarsak ve tutsağı aczin
Hala var bir nefeslik canım daha
Ölümün pençesinde de olsa
Arıyorum o mutlu yerin girişini
Bulmak için unutulmayanın gülcemalini
Bir zamanlar seyreylediğim, öptüğüm, benden koparılan
Denizin mırıltılarının yanıbaşından.
Nice bloog you have