Rahmetli Nejat Uygur’un ardından…

1Kaç yaşımdaydım hatırlamıyorum ama çocuktum. Belki sekiz, belki on… O zamanlar Gülfidan halam Çapa’da öğrenci. Çevre Tiyatrosu’ndan bilet alır, elimden tutup beni Nejat Uygur’u seyretmeye götürürdü. Bu akşam Nejat Baba’nın vefatının haberi geldiğinde anılar zihnime doldu. Parça parça imgeler uçuştu bir an: Çevre Tiyatrosu’nun karanlığı, sahnenin aydınlığı… Komik birşeyler var, ben çok anlamıyorum aslında ama tiyatro güzel, salonun karanlığı hoş, sahnenin aydınlığı çekici… Anladığım haliyle edebiyattan bile önce gelen tiyatro tutkusu böyle başladı. Evet, çok da birşey anlamadan… Ama güzeldi. Işığın ve karanlığın birleştiği o nokta, güzeldi. Bunun benim için anlamını beni tanıyanlar çok iyi bilir. “Kravatımı niye kestiyn laynn!” cümlesini ve Nejat Uygur’un yüz ifadesini hala hatırlıyorum.
Bir de “serseri!” lafını. “Babam bana niye ‘serseri’ demiyor?” Hangi oyundu, ne zamandı hatırlamıyorum. Benim ergenlik dönemime denk geliyor sanırım. O aralar bana serseri ve türevi nitelikleri yakıştıran çoktu. Uslu değildim. Hiç olmadım, beceremedim. Nejat Uygur “serseri” olmak istedikçe, ben bir garip olurdum. İyi birşey değildi o. Bana öyle hissettirdiler hep. Sonra yine zaman geçti, “serseri” olmak başka bir anlam kazandı ve ben ondan gocunmaz hale geldim. Sözlüğüme “serseri” kelimesini Nejat Uygur’la aldım, hala duyunca aklıma ilk o gelir, ve Çevre Tiyatrosu…
            Daha sonra çok sahneler, çok oyunlar, çok gruplar gördüm ama tiyatroyla ilk tanışmam, o anın büyüsüne aşık olmam ve “tiyatro olmayacaksa edebiyat olsun bari” diyerek mesleğe girmem… Hayattaki en büyük tutkum, heyecanım böyle başladı… Hepsi Nejat Uygur’un sayesinde ve artık himayesinde… Benim için ötesi laf ü güzaf. Teşekkürler Nejat Uygur, huzur içinde yat.

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s