Yaşlı Jan ve Pierre Efendi’den Bir Gurmenin Hayat ve Ölümden Anladığına dair
- Acı çekmek söz konusu olunca hiç hata yapmayan ustalar İkarus’un suya çakılırken havada kalan çıplak baldırına bakıp sırıttılar.
- Ölümü varoluşun trajedisi olarak görmeyen bu üstadlar tecavüze uğrayan Leda’yı da çok sallamamışlardı zaten.
- Ölen ölür, kalan sağlarla halaya durulurdu ve Leda kaderine üzülmemeyi öğrenecekti.
- Çapkın Zeus her önüne gelen güzelle halvet olabilmek için hayvanlararası dönüşürken şairler şiirler döşedi öteden dikizledikleri hayata.
- Tanrılar yerde ve gökte fink atar, atar yaparlardı onları mutlu etmek için didinen zavallılara.
***
- Mefisto’nun saki olduğu ihtişamlı sofrayı aportta beklerken Kuğu, Leda ne yapsındı?
***
- Doldur kadehi be üstad, kuğunun ciğerinden ezme olmaz.
- Mortu çekmiş doğayla yaşam arasındaki sınırlar kalkmış.
- Cansız hayat resim, resim cansız hayat, canı çıkmış hayat sofraya katık olmuş.
- Kendi bacağından asılmış karnı deşik ceylan sırasını bekler.
- Babadan oğula geçen pek bedbaht haller ister kör, ister topal, amma ve Larkin, zincir kırılana dek devam eder.
